kıyametin dehşeti
KIYAMET
Kuranda mahşer günü ilk insandan son insana kadar herkes bir araya gelecek; yer başka bir hal, gök başka bir hal alacak, dağlar toz gibi savrulup, yer dümdüz olacak buyrulur. İnsanlar kabirlerinden kalkacak mahşer yerine doğru akın akın gidecekler.
فَاِذَا جَٓاءَتِ الصَّٓاخَّةُؗ يَوْمَ يَفِرُّ الْمَرْءُ مِنْ اَخٖيهِۙ وَاُمِّهٖ وَاَبٖيهِۙ وَصَاحِبَتِهٖ وَبَنٖيهِؕ لِكُلِّ امْرِئٍ مِنْهُمْ يَوْمَئِذٍ شَأْنٌ يُغْنٖيهِؕ وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ مُسْفِرَةٌۙ
ضَاحِكَةٌ مُسْتَبْشِرَةٌۚ وَوُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ عَلَيْهَا غَبَرَةٌۙ تَرْهَقُهَا قَتَرَةٌؕ اُو۬لٰٓئِكَ هُـمُ الْكَفَرَةُ الْفَجَرَةُ
Kulakları sağır eden o ses geldiğinde, İşte o gün kişi kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçar. O gün onlardan her birinin işi başından aşkındır o gün birtakım yüzler parıldar; Güleçtir, müjde almıştır. Birtakım yüzler de o gün toza toprağa bürünmüş; Kapkara kesilmiştir. İşte bunlar inkârcılardır, günahkârlardır. (Abese 33 42)
Peki, bütün insanlar bu halde mi olacak?
İmam Razi (r.aleyh) kıyamet gününün dehşetinden, görülecek hesabın korkusundan insanlar dehşet içinde olacak ve kendisine bir zarar gelebilir düşüncesiyle dünyadayken en sevdiği kimselerden, en yakın akrabasından bile kaçacaktır. Yani; elinden gelse kaçacak, fakat kaçamayacaktır. Ancak hesabın görülmesinden sonra cennetlik olan kimselerin yüzünde artık üzüntü değil, sevinç olacaktır. (imam Razi r.a.)
Bu konuda Allah Rasûlü s.a.v.
O dehşetli zamanda güneş insanları yakıp kavuracak, herkes günahı ölçüsünde tere batacak; kimi topuklarına, kimi dizlerine kadar, kimi beline, köprücük kemiklerine kadar, kimi de ağzına ve kulaklarına kadar tere gömülecektir. (bk. Müslim, Cennet 62; bk. Tirmizî, Kıyamet 2, 6)
يَوْمَ تَكُونُ السَّمَٓاءُ كَالْمُهْلِۙ وَتَكُونُ الْجِبَالُ كَالْعِهْنِۙ وَلَا يَسْـَٔلُ حَمٖيمٌ حَمٖيماًۚ
يُبَصَّرُونَهُمْؕ يَوَدُّ الْمُجْرِمُ لَوْ يَفْتَدٖي مِنْ عَذَابِ يَوْمِئِذٍ بِبَنٖيهِۙوَصَاحِبَتِهٖ وَاَخٖيهِۙ وَفَصٖيلَتِهِ الَّتٖي تُـْٔوٖيهِۙ وَمَنْ فِي الْاَرْضِ جَمٖيعاًۙ ثُمَّ يُنْجٖيهِۙ
O gün gökyüzü erimiş maden gibi olur. Dağlar da atılmış renkli yüne döner. Dost dostunun halini sormaz olur.
Hâlbuki birbirlerine gösterilirler. Günahkâr kişi, o günün azabı karşısında ister ki oğullarını, karısını, kardeşini, kendisini koruyup barındıran bütün ailesini ve yeryüzünde kim varsa herkesi fidye olarak versin de kendisini kurtarsın! İSTER!

